Son günlerde, Orta Doğu siyasetinde önemli bir yer tutan İsrail'in füze savunma sistemi, dış destek eksikliği kaynaklı ciddi zorluklarla karşı karşıya. 2023 yılının sonlarına yaklaşırken, ABD'nin İsrail'e yönelik askeri yardım ve teknolojik destek seviyelerinin azalması, ülkede büyük bir endişe yaratmakta. Bu durum, İsrail’in güvenliği üzerinde ciddi risler yaratabileceği gibi, bölgedeki istikrarı da tehdit edebilir.
İsrail’in füze savunma sistemi, birkaç kritik bileşenden oluşmakta. Bunlar arasında Iron Dome (Demir Kubbe) ile David's Sling ve Arrow sistemleri yer alıyor. Iron Dome, kısa menzilli roket tehditlerine karşı etkili bir savunma sağlarken, David's Sling orta menzilli tehditleri hedef alıyor. Arrow ise uzun menzil balistik füzeleri engellemeye çalışıyor. Bu sistemler, İsrail’in sınır güvenliğini sağlamak ve sivil halkı koruma amacı güdüyor. Ancak, her ne kadar bu sistemler etkili olsa da, dış destek olmadan sürdürülebilirliği tehlikeye girmiş durumda.
ABD, uzun yıllar boyunca İsrail’in en büyük askeri müttefiki olmuştur. Ancak son dönemde yaşanan politik değişiklikler ve malzeme teminindeki yavaşlamalar, bu ilişkiyi sorgulamalarına yol açtı. 2023 itibarıyla, ABD’nin İsrail’e olan askeri yardımları önceki yıllara göre belirgin bir azalma göstermekte. Bu azalma, İsrail’in füze savunma sisteminin zayıflamasına sebep olabilir. Uzmanlar, ABD’nin İsrail’e sağladığı teknoloji ve askeri malzeme desteğinin azalmasının, İsrail’in güvenlik açığını artıracağına ve potansiyel tehditlerle karşı karşıya kalmasına neden olacağına dikkat çekmektedir.
Bölgedeki diğer ülkelerin de ellerindeki füze teknolojileri ve askeri kapasite artışları, İsrail için bir tehlike unsuru oluşturmaktadır. Özellikle İran gibi komşuların, gelişmiş füze sistemlerine sahip olması, İsrail için daha da riskli bir duruma gelmektedir. Gelen bilgiler, İran’ın nükleer programının ileriye gitmesiyle birlikte, bölgedeki gerilimin artacağına işaret ediyor.
Bu durumdan mütevellit, İsrail hükümeti, kendi yerel savunma sanayisini güçlendirmeyi hedefliyor. Gelişen mevcut sistemlerin yanı sıra, daha yeni teknolojilere yatırım yapma çabaları görülmekte. Ancak, bu süreçte ABD’nin desteğinin azalması, zaman alabilir ve bütçe kısıtlamalarıyla sınırlı kalabilir. İsrail’in, kendi savunma kabiliyetlerini artırma isteği, uluslararası ilişkilerde yeni bir denge arayışına neden olabilecek bir durum.
Sonuç olarak, İsrail’in füze kalkanının zayıflaması ve ABD’nin destek eksikliği, yalnızca İsrail’in güvenliğini tehdit etmekle kalmayacak, aynı zamanda Orta Doğu'daki jeopolitik durumu da karmaşık hale getirecektir. Bu durum, bölge ülkeleri arasında yeni müttefiklikler, anlaşmazlıklar ve çatışmalara zemin hazırlayabilir. Uluslararası medya, bu gelişmeleri takip etmeye devam ediyor. Dikkatler, gerek içeride gerekse dış politikada atılacak adımlarda olacak.