Son yıllarda sosyal medya platformları, gençler arasında yeni ve bazen tehlikeli olan birçok trendin ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Özellikle ergenlerin sosyal mecralarda paylaştığı içerikler ve uygulamalar, kimi zaman göz ardı edilen sağlık riskleri barındırıyor. ''Havalı'' buldukları bu trendler, gençlerin hayatlarını tehdit eden ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Peki, ergenler neden bu tür tehlikeli davranışlarda bulunuyor? Neden sosyal medyada paylaşılan bazı içerikler bu kadar cazip geliyor? Bu yazıda, bu sorulara yanıt ararken aynı zamanda ergenlerin takıldığı tehlikeli trendlere de göz atacağız.
Ergenlik dönemi, kimlik arayışı ve sosyal kabul ihtiyacıyla dolu bir süreçtir. Bu dönemde gençler, kendilerini ifade etmenin ve sosyal çevrelerinde popüler olmanın yollarını ararlar. Sosyal medya ise bu süreçte en büyük etkenlerden biri haline gelmiştir. Gençler, sosyal medya platformlarında karşılaştıkları içeriklerle kendilerini sürekli karşılaştırmakta, takip ettikleri influencer ya da arkadaşlarının paylaşım yapma tarzlarından etkilenmektedir. Bu durum, ergenlerin sadece popüler olma isteği değil, aynı zamanda onay alma ihtiyaçlarını da artırmaktadır.
Maalesef ki bazı gençler için bu onay, sağlıksız ve tehlikeli davranışları benimsemeyi meşru hale getirebiliyor. ''Havalı'' görünme isteğiyle yapılan bazı davranışlar, tıbbi açıdan ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Örneğin, son zamanlarda sosyal medyada hızla yayılan bir trend olan ''challenge'' videoları, gençler arasında popülerleşirken bazen ölümcül sonuçlar doğurabilmektedir. Bu gibi tehlikeli eylemler, sadece gençlerin fiziksel sağlığını değil, psikolojik durumlarını da olumsuz etkileyebilmekte.
Birçok sosyal medya fenomeninin paylaştığı ''challenge'' videoları, gençler arasında bir yarışma havası yaratıyor. Bazı örneklerde, farklı ve bazen tehlikeli maddelerin tüketilmesi veya riskli fiziksel hareketlerin yapılması gündeme geliyor. Örneğin, ''Tide Pod Challenge'' olarak bilinen ve ergenler tarafından gerçekleştirilen bu eylem, ağzına çamaşır deterjanı kapsülü alan gençlerin acil servise kaldırılmasına neden oldu. Böyle tehlikeli davranışlar, hem gençlerin sağlıklarını riske atmakta hem de ailelerini derin bir huzursuzluğa sürüklemektedir.
Diğer bir örnek ise, çeşitli sosyal medya platformlarında viral hale gelen ve ''Sıcak Cehennem'' olarak bilinen bir trenddir. Bu trendde, gençlerin ısınan bir yüzeye çıplak ayakla basması teşvik ediliyor. Gençler, bunu eğlenceli ve ''havalı'' bulsalar da, bunun ciltte yanıklara ve kalıcı hasara yol açabileceği göz ardı edilmekte.
Her bir ''challenge''ın sosyal medya üzerinden hızlı bir şekilde yayıldığını ve gençlerin bunu oyunculuktan çok kendilerini kanıtlayarak gerçekleştirmeye çalıştıklarını unutmamak gerekir. Gençlerin bu tehlikeli trendlere olan eğilimini anlamak ve onları bilinçlendirmek, aileler ve eğitimciler açısından büyük bir sorumluluktur. Sosyal medyanın acımasız dünyasında gençlerin güvenliğini sağlamak, tüm toplumun ortak sorumluluğudur.
Tüm bu tehlikeleri göz önünde bulundurarak, gençlerin sosyal medyada sergilenen içerikleri çok iyi analiz etmeleri ve sağduyulu bir şekilde hareket etmeleri önemlidir. Eğitimciler, bu konuda eğitimlerini güçlendirerek gençlere sağlıklı sosyal medya kullanımını öğretmelidir. Aileler de çocukları ile daha fazla zaman geçirerek, onların bu tür trendler hakkında bilinçlenmelerine yardımcı olabilirler.
Sonuç olarak, sosyal medyanın genç üzerindeki etkisi göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür. Ancak, gençlerin karşılaştığı bu tehlikeli trendlere karşı ailelerin, eğitimcilerin ve toplumun birlik içinde hareket etmesi, sosyal medyanın yaratabileceği olumsuz etkileri en aza indirebilir. Unutulmamalıdır ki, sağlıklı bir sosyal medya kullanımı, gençlerin fiziksel ve psikolojik gelişimi için yaşamsal öneme sahiptir.