Kayseri'de, 7 yaşındaki bir çocuğun maruz kaldığı istismar olayının ardından gerçekleşen davada beklenen karar açıklandı. Bu karar, ulusal basında geniş yankı uyandırırken, olayların ardından sokaklarda meydana gelen çatışmalar ve yaralanan polisler, şehrin gündemini değiştirdi. 21 polisin yaralanması, güvenlik güçlerinin yaşadığı zorlukları bir kez daha gözler önüne serdi. Bu durum, toplumdaki adalet beklentisinin yanı sıra, çocuk istismarının önlenmesi adına yapılması gerekenlere dair tartışmaları da alevlendirdi.
Geçtiğimiz haftalarda, Kayseri’de yaşayan bir ailenin başvurusu üzerine ortaya çıkan bir istismar olayı, şehrin sakinlerini derinden sarstı. 7 yaşındaki çocuğun yaşadığı trauma, sadece ailesini değil, tüm toplumu etkileyen bir çığlığa dönüştü. Olayın basına yansımasının ardından, sosyal medyada ve kamuoyunda büyük bir tepki oluştu. İstismar sanığı ile ilgili yapılan ilk yasal işlemlerin ardından, konuyla ilgili durum daha da karmaşık bir hal aldı. Aile üyeleri, medya aracılığıyla kamuoyundan destek beklediklerini ve çocuklarının yaşadığı travmanın bir an önce sona ermesini talep ettiler.
Bu olaylar sırasında, sokaklarda toplanan kalabalık, istismar olayını kınadı ve adalet talep etti. Ancak, yüzlerce kişinin katıldığı bu eylemler, olayların kontrolden çıkmasına neden oldu. Güvenlik güçleri, kalabalığı dağıtmak için müdahale etmek zorunda kaldı. Olaylar sırasında, 21 polis memuru çeşitli şekillerde yaralandı. Yaralanan polislerin durumu her ne kadar ciddi olmasa da, bu durum polislerin fedakarlıklarını bir kez daha gözler önüne serdi.
Bugün açıklanan mahkeme kararı, toplumda büyük bir merakla bekleniyordu. Açıklanan verilere göre, istismar suçu proven dedikleri cinsiyete dayalı bir istismar psikolojisi altında gerçekleştirilmişti. Mahkeme, sanığın cezasının açıklanması ile birlikte, olayın mağduru olan çocuğun ailesi gözyaşlarına boğuldu. Cezası kesinleşen sanık için toplumda farklı görüşler oluştu. Bazıları, mahkemenin adaletini sağlayarak cesaretini artırdığını savunurken, bazıları yeterince sert bir ceza verilmediği yönünde eleştirilerde bulundu.
Bu tür olayların yaşanmaması adına toplumda farkındalık yaratılması gerektiği ve özellikle çocuk istismarının önüne geçmek için daha fazla eğitim ve bilinçlendirme çalışması yapılması gerektiği vurgulandı. Kayseri ve benzeri illerde yaşanan bu gibi olayların, sosyal politikalar çerçevesinde ele alınması ve etkili bir çözüm geliştirilmesi, toplumda uzlaşma sağlaması açısından son derece önem taşıyor.
Hukukun önemli birer koruyucu unsur olduğuna vurgu yaparak, gelecek nesillerin bu tür travmalardan etkilenmemesi adına daha sıkı çalışmalar yapılması gerektiği ifade edildi. Bu süreç, sadece mahkemede alınan kararlarla değil, aynı zamanda toplumun tüm kesimlerinin el birliğiyle uygulamaya koyacağı projelerle sürdürülebilir olacaktır.
Söz konusu istismar davalarında, pedagojik açıdan yapılan incelemeler ve çocukların psikolojik destek alabilmesi için özel terapi programlarının hayata geçirilmesi gerekmektedir. Çocukların yaşadığı travmaların, onları uzun vadede etkilemediği bir ortamın oluşturulması ve destek mekanizmalarının da güçlendirilmesi oldukça önemli.
Kayseri'de bugün açıklanan karar, sadece bu dava özelinde değil; bütün bir toplum için önemli bir ders niteliği taşıyor. Yaşanan olaylar, benzer durumların bir daha yaşanmaması adına herkesi duyarlı olmaya çağırıyor. Her bireyin, kendi çevresinde çocukları koruma ve istismara karşı duyarlılık geliştirme sorumluluğu bulunmaktadır. Eğitim, bilinçlendirme ve toplumsal dayanışma ile bu tür olayların önüne geçebiliriz. Dava sürecinde olduğu gibi, sonrasında da toplumsal farkındalığı artırmak için herkesin üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmesi elzemdir.