Marmara Denizi, Türk coğrafyasının önemli bir parçası olduğu kadar, seismik aktivite bakımından da dikkat çekici bir bölgedir. 23 Ekim 2023 tarihinde, yerel saatle 14:35 civarında Marmara Denizi'nde Richter ölçeğine göre 3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Bu doğal olay, hem bölgedeki yerel sakinler hem de uzmanlar arasında çeşitli endişelere yol açtı. Depremin merkez üssü, Marmara Denizi'nin ortalarında yer alan bir noktadaydı ve derinliği 7.3 kilometre olarak belirlendi.
Depremin oluşturduğu sarsıntı, İstanbul'un Anadolu yakasında bazı bölgelerde hissedildi. Özellikle malzemelerin yer değiştirmesi ve insanların endişe içinde evlerini terk etmeleri sonucunu doğurdu. Sokaklarda çalışanlar, öğrenciler ve aileler, birkaç saniye süren sarsıntının ardından hızlıca dışarıya koştu. Neyse ki, resmi kaynaklar tarafından yapılan açıklamalara göre, deprem nedeniyle ciddi bir hasar veya can kaybı rapor edilmedi. Burada önemli olan, Marmara bölgesinin depreme olan duyarlılığı ve halkın bu konuda bilinçlenmesidir.
Deprem sonrası, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden yapılan açıklamada, meydana gelen bu depremin ardında yatan jeolojik nedenlere dair ayrıntılı bilgi verildi. Uzmanlar, Marmara Denizi'nin, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın uzantısı olduğu için bu tür depremlerin sıklıkla yaşanabileceğini belirtti. Mevcut durumda da, 3 büyüklüğündeki bir depremde yaşananlar, halkı tedirgin etse de, aslında büyük depremlerin habercisi olmadığı vurgulandı.
Jeofizik uzmanları, Marmara Bölgesi'nde olası büyük depremleri değerlendirmek adına düzenli izleme çalışmalarının önemine dikkat çekiyor. Deprem gibi doğal felaketlerin önceden tahmin edilememesi nedeniyle, sürekli olarak hazırlıklı olunması gerektiği ifade ediliyor. Uzmanlar, bu tür küçük depremleri, büyük depremlerin hazırlık aşaması olarak değerlendirmek gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, halkın deprem anında nasıl davranması gerektiği konusunda eğitim verilmesinin önemine vurgu yapıyorlar.
Marmara Denizi'nde sık sık meydana gelen küçük depremler, halkı bilinçlendirme ve hazırlıklı olma konusundaki çalışmaların hızlandırılması açısından fırsatlar sunmaktadır. Vatandaşların, evlerinde güvenli alanlar belirlemeleri, acil durum kitleri hazırlamaları ve uygulamaları gereken acil durum planları oluşturması, olası bir büyük depreme karşı alınabilecek önlemler arasında yer alıyor.
Sonuç olarak, Marmara Denizi'nde meydana gelen 3 büyüklüğündeki deprem, bölgedeki halk için endişe verici bir durum olsa da, uzmanların değerlendirmeleri bu tür olayların sıklıkla yaşanabileceğini ve büyük tehdit oluşturmadığını göstermektedir. Deprem bilinci ve hazırlık, Türkiye'nin bu doğal afet ile başa çıkabilmesi için kritik bir öneme sahip olmaktadır. Gelişmeler doğrultusunda, Marmara bölgesinin yerel yönetimleri de bu konu üzerine yeni stratejiler geliştirerek, halkı bilinçlendirmek açısından çalışmalarını sürdürmelidir.