Sosyal medya dünyası, günümüzde gençler için bir fenomen haline geldi. Ancak bu fenomenin bazen korkunç sonuçları olabileceği çok az kişi tarafından düşünülüyor. 14 yaşındaki bir genç, sosyal medya için çektiği bir video sırasında arkadaşını yanlışlıkla öldürmesiyle hayatını karartan bir trajedi yaşandı. Bu olay, sosyal medyanın etkilerini ve gençler arasında meydana gelen tehlikeli davranışları bir kez daha sorgulattı.
Olay, gençlerin sosyal medyada daha fazla popülerlik kazanma çabalarının hangi sınırları aşabildiğini gözler önüne seriyor. Genç zihniyetler, daha fazla takipçi kazanmak ve beğeni almak amacıyla türlü riskler almaya başladılar. Trajik olay, tıpkı birçok sosyal medya fenomeninin yaptığı gibi, “viral” olmak amacıyla planlanan bir çekim esnasında yaşandı. Çekim sırasında kullanıldığı belirtilen silahın kaza sonucu ateş alması, gençlerin hayatlarını karartan bir sonla karşılaşmalarına sebep oldu. Olay, hem aileler hem de toplum için büyük bir üzüntü kaynağı haline geldi.
Gençler arasındaki bu tür tehlikeli davranışlar ne yazık ki sadece bir vaka değil; aksine gün geçtikçe artan bir sorun. Daha önce de benzer durumlar yaşandı ve hepsi de sosyal medyanın doruk noktasında viral olma isteği ile bağlantılıydı. 14 yaşındaki gencin yaşadığı olay, sadece bir bireyin değil, toplumsal olarak genç nesilin maruz kaldığı sosyal medya baskısını gözler önüne serdi. Bu tür trajik olayların önüne geçilmesi için herkesin üzerine düşeni yapması şart.
Sosyal medyanın gençler üzerindeki etkisi oldukça karmaşık ve tartışmalıdır. Bu platformlar, bilgiye erişimi kolaylaştırırken, aynı zamanda bazı tehlikeleri de beraberinde getiriyor. İnternet üzerinden yapılan sosyal etkileşimlerin gençler üzerindeki psikolojik etkileri üzerinde yapılan birçok araştırma, sosyal medya kullanımının kaygı, depresyon ve öz saygı sorunlarına yol açabileceğini gösteriyor. Sürekli olarak “beğeni” ve “takipçi” sayısının peşinde koşmak, gençlerin kendilerini yetersiz hissetmelerine neden olabiliyor. İşte bu yüzden, gençlerin sosyal medya kullanımını denetlemek ve olumlu bir yönlendirme yapmak son derece önemli.
Aileler ve eğitimciler, gençlerin sosyal medya kullanımını dengelemeleri konusunda daha dikkatli olmalı. Ebeveynler, çocukları ile açık bir iletişim kurmalı ve internetin sunduğu riskler hakkında bilinçli olduklarından emin olmalılar. Ayrıca, okullarda sosyal medya kullanımıyla ilgili eğitimler verilmesi, gençleri bu konuda bilinçlendirerek durumun tehlikeli boyutlara ulaşmasının önüne geçebilir.
Bu trajik olay, sosyal medyanın sunduğu fırsatların yanı sıra, beraberinde getirdiği büyük tehlikeleri de gözler önüne seriyor. Herkesin bu durumu dikkate alarak, gençlerin hayatını olumsuz yönde etkileyen sosyal medya fenomenlerinin önüne geçilmesi adına gerekli adımları atması hayati önem taşımaktadır. Sosyal medya, dikkatli kullanılması gereken bir alan ve gençlerin bu alanda yapacakları her hareket, dikkatli bir şekilde düşünülmelidir. Bu olayda olduğu gibi kayıpların yaşanmaması için daha fazla çaba sarf etmek şart. Unutulmamalıdır ki bir video için hayatlarını riske atan gençlerin, geri dönüşü olmayacak kararlar almaktan kaçınmaları hayati öneme sahiptir.
Sonuç olarak, sosyal medya çağında gençlerimizi korumak ve sağlıklı bir düşünce yapısına sahip olmasına yardımcı olmak hepimizin görevi. Bu tür trajik olayların bir daha yaşanmaması için toplumsal bir seferberlik çağrısında bulunmak gerekiyor.